Göz tembelliğinin ne olduğunu anlamak için öncelikle kısaca görme işlevinin nasıl oluştuğuna bakmak gerekir. Gözlerimizi birer fotoğraf makinası gibi düşünebiliriz. Görüntü gözün retina tabakasındaki fotoduyarlı hücreler tarafındanoluşturulduktan sonra her iki gözden ayrı ayrı görme yolları ile beynimizin arka tarafındaki (oksipital loptaki) görme merkezine ulaştırılır. Görme algılamamız orada oluşur. Beyin burada adeta bir bilgisayar programı gibi çalışarak her iki gözden gelen görüntüleri birleştirir (füzyon), birinden gelen bilgilerdeki eksiklikleri diğerinden gelenlerle tamamlar ve bize tek ve kaliteli bir görme algılaması sağlar.
Beyne iki ayrı gözden gelen bu görme yolları arasında rekabet vardır. Eğer ki bir gözden gelen görüntü bulanık ve yetersiz ise beyin haliyle diğer taraftan gelen daha net ve kaliteli görüntüleri kullanır. Bu durum kötü görüntü sağlayan görme yolunun aleyhine sonuçlanır. Çünkü vücutta kullanılmayan her şey atılır (atrofi kuralı). Dolayısıyla problemli yoldaki görme hücre ve liflerinin sayısı giderek azalır. Bu hücrelerin beyindeki karşılığı olan hücreler de azalır. İşte bu duruma o göz için tembel göz (ambliyopi) denir. Toplumda görülme oranı %1.3 – %3.5 arasındadır.
Pekiyi bir gözden beyne niçin bulanık ya da kalitesiz görme gelebilir. Bunun yaygınlık sırasına göre 3 temel sebebi vardır.
1. İki göz arasında farklı kırma kusuru olması (Anizometropi): Özellikle hipermetrop ve astigmat gözlerde iki göz arasında anlamlı derecede numara farklılığı da var ise problemi fazla olan gözden gözlük kullanılmadığı ya da yeterli gözlük verilmediği durumlarda beyne daha bulanık görüntü taşınacak ve tembellik oluşacaktır. Tedavinin en başarılı olduğu durumdur.
2. Şaşılık: Şaşılık hadiselerinde genellikle bir göz hastanın baktığı hedefe odaklanırken diğer göz (kayan göz) hastanın bakmayı hedeflemediği başka bir alanı görecektir. Bu durumda normalde her iki göz farklı görme alanlarını gördüğü için çift görme (diplopi) açığa çıkmalıdır. Ancak vücut bu çok sıkıntılı durumu önlemek için bir savunma mekanizması geliştirir. Kayan gözden gelen görüntüyü siler (supresyon). Bu savunma mekanizması çift görmeyi önlese de görüntünün silindiği görme yolu işlemez hale gelir ve sonunda tembelleşir. Tembellik oluşumunda ve ağırlığında şaşılığın şiddeti değil ne kadar uzun süredir tedavisiz olarak devam etmekte olduğu önemli rol oynar.
3. Görme mahrumiyeti: Özellikle doğuştan olan ya da hayatın ilk dönemlerinde ortaya çıkan tek gözdeki katarakt, görme siniri anormallik ya da hastalıkları, o gözden gelen görüntüleri yok eder ve ağır bir tembellik oluşur. Bu tedavisi bir çok zaman imkansız olabilen ağır bir tembellik türüdür. Çünkü görme işlevlerinin oluştuğu kritik dönemde (hayatın ilk 18 ayı) meydana gelir.
Tedavi:
Birinci bilgi: Göz tembelliği hayatın ne kadar erken döneminde oluşmuşsa tedavisi de o kadar güçtür ve başarısız olabilir.
İkinci bilgi: Tembellik tedavisine ne kadar erken yaşta başlanırsa, tedavi o kadar başarılı sonuç verir.
Üçüncü bilgi: Tedavi ortalama olarak 10 yaşına kadar sürdürülebilir. On yaşından sonra tedavi genellikle başarısız olur. Ne yazık ki geç kalınmış olgularda hasta ömür boyu düşük görme ile yaşamını sürdürmek zorunda kalabilir. (İstisnai olarak, anizometropiye bağlı durumlarda 12-13 yaşına dek tedavi ile sonuç alınabilmektedir).
Tüm bu nedenlerle kişisel görüşüm tüm normal çocukların, yenidoğan göz muayenelerinden sonra, 2, 5 ve 8 yaşlarında göz muayenelerinin yapılmasının gerekliliğidir. Özellikle bir gözü iyi gören ve diğer gözünde problem olan ancak iyi gören göz nedeniyle çocukların fark edip dile getirmedikleri durumların tanımlanıp tedaviye alınması açısından bu muayene süreleri önemlidir.
Her ne kadar hastalığa “göz tembelliği” desek de, neden göz olmakla birlikte tembellik beyinde üst merkezlerde gerçekleşen bir durumdur. Bugün için beyni ameliyat edip oraya sağlıklı hücreleri yerleştiremeyeceğimize göre göz tembelliğinin ameliyatla bir tedavisi yoktur. Sadece tembelliğe yol açan neden şaşılık ise ve ameliyat gerektiren bir şaşılık ise yapılacak şaşılık ameliyetı sonrasında yapılacak olan tembellik tedavisi için işe yarayacaktır. Tembellik tedavisi için bugüne kadar ortaya konmuş sayıları onu aşan tedavi yöntemleri vardır. Ancak bunların en başarılı ve yaşam pratiğine de uygun olduğu için en yaygın kullanılanı kapama (oklüzyon) tedavisidir. Burada iyi gören göz belli sürelerle kapatılır ve beyin az gören gözden görüntüleri kullanmaya mecbur edilerek bu görme yolundaki hücrelerin kalitesi artırılmaya çalışılır. Kapama tam gün, ya da kısa süreli yapılabilir. Kapamanın hangi yöntemle hangi süre ile yapılacağına durumun şiddetine göre Göz doktoru karar verir. Genellikle 10 yaşına kadar iyi sonuçlar alınır. Çoğu hastada tembelliğe yol açan kırma kusuru, şaşılık gibi faktörlerin de tedaviye eklenmesi ile tam görme elde edilebilir. Başarılı sonuçta ailenin tedaviye duyduğu ilgi ve katkı büyük rol oynar. Yüz güldürücü sonuçlar günümüzde her zaman iyi takip ve zamanında tedavi ile %70’in üzerinde elde edilmektedir.